Karadeniz'e Doğru - İsmail Türüt
Karadenize doğru dedim bi yol alalım
İzmit Bolu Gerede Tosya’dan dolanalım
Yolcukdan geçen geçer pişmanı yiyor canım
Elmasının tadına hastayım sakaryanın
Karamürsel sapanca hendekde var dostlarım
Terası unutulmaz sende yaşadıklarım
Düzce akça kocanın çok gezdim yollarına
Bende zamanlarında çaldım kapılarını
Kömür siyah incisi sahili zonguldağın
Ulaşım rahatlanır Bolu olmasa dağın
Beçik oğlu dayıma geçmem uğruyacağım
Çok emeği var bana da gönlünü alacağım
Kastamonu’ya dursak Cide’de suya girsek
Bozkurt’u Abana’yı gündüz gözüyle görsek
Amasya elma dağı çakal ile sallandı
Düğündü geldiğimiz Samsun’da karşılandık
Çarşambayı sel vurur havzayı sarar duman
İmamla uşaklarla sohbet ettik bir zaman
Bafra insan canlısı çoktur hasmı kanlısı
Yiğittir yüreklidir merttir delikanlısı
Samsun tütün yatağıda orduda boldur fındık
Giresuna girmeden et yemek için durduk
Espiya tirebolu sevda kokardır bulancak
Ne kaldı göreleye on dakika sürer ancak
Aluca yağlı dere halkı gurbet ellere
Anlı açık dik yürürde göğsünü gere gere
Zorlu yolları açtık Trabzona yaklaştık
İlk durak beşik düzüde her tarafı dolaştık
Duymasın kemençeyide tutmak zor olur onu
Fırtına gibi oynar akşam atli horonu
Başladı Tonyalı’nın kemençeye merağı
Neden farklı oluyo Vakfıkebir’in yağı
Bıçak sürmem elimede ver silahı yomraya
Bir delikanlı yetti arsını duyurmaya
Uzun yol sarkalıda her yere namı yürür
Ofun özelliğidir bir adım önde durur
Etrafımı bir tarayın elli üçü arayın
Rizeyemi yanaştık kokusu geldi çayın
Girdik iyi dereye peşin dere pazarı
En iyi balı yapar ikizler evde arı
Geçilirmi görmeden kaleyi ziratı
Çayı orada içmek keyif veriyo zati
Yılmaz karadereli cesurdur gözü pekdir
Gurbette garibanın yaslandığı direktir
Taşlı dere sağaka gördük taş ocağını
Potomyası yasetten aldı alacağını
Çay eli çay vatanı çaydan aldı adını
Fasulye sanat oldu buldu damak tadını
Dağları aşıyorum tulumla coşuyorum
Ay beni tanımayan demesin yaşıyorum
Atmaca bıldırcını görünce durmaz hele
Pazarlı atmacayıda şimdi taşıyı beni
Kanıtladı ardeşem bu işde zekasını
Bir eğe tornavida yapar tabancasını
Fındık düşer içe dur gidemedim nicedir
Yaşlılar iyi bilir eski adı viçedir
Aravilin opanın köprüsündendir karı
Vaz geçilmez tutkudur Artvin’de atabari
Böyle soğuk suyuda elinde tutamazsın
Binbir çeşit çiçeğinde kokusana doyamazsın
Derelerinde olur nefis ala balıklar
Şiirleşir orada yaşanan sevdalıklar
Güzel memleketimi anlatmaktır emelim
Şöhreti sınırlarıda aştı bizim temelim
Hırçındır karadeniz dağları sabır taşı
Birlik olsak kimsenin ağırırmıydı başı
Aramızdaki nifak tohumlarımı kırsak
Ne kadar güzel olur dargınlıkları silsek
Bir ortak nokta bulsakda omuz omuza olsak
Herkez güven içinde daha sağlam yürüsek…
-
Category
No comments found